EŞLERDEN BİRİNİN BORCUNDAN DOLAYI AİLE KONUTUNU HACZEDİLEMEYECEĞİNE İLİŞKİN OLARAK DİĞER EŞ TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN AKTİF DAVA EHLİYETİ OLMADIĞI GEREKÇESİYLE REDDEDİLMESİ NEDENİYLE AİLE HAYATINA SAYGI HAKKININ İHLAL EDİLDİĞİNE İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ’NİN 2016/10454 SAYILI BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN 12/12/2019 TARİHLİ KARARI
Başvuru, eşlerden birinin borcundan dolayı aile konutunun haczedilemeyeceğine ilişkin olarak diğer eş tarafından yapılan itirazın aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Somut olayda başvurucunun eşine ait olan ve aile konutu güvencesinden yararlanan taşınmazın tapu sicil kaydına, başvurucunun eşi hakkındaki icra takibine bağlı olarak haciz şerhi işlenmiştir. Yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporunda üzerine haciz konulan taşınmazın lüks olmayan, normal bir mesken olduğu; başvurucunun eşi ve öğrenci olan kızı ile birlikte bu evde yaşadığı, başvurucunun hâline münasip bir ev olduğu tespitlerine yer verilmiştir. Başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikâyeti ise Mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğundan reddedilmiştir. Mahkemenin anılan kararında haczedilemezlik şikâyetini ileri sürebilme ehliyetini icra takibine taraf olanlarla sınırlayan yorumu nedeniyle başvurucunun, aile konutuna ilişkin olarak Anayasa’nın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme ve bunlara saygı gösterilip gösterilmediğini tartıştırma imkânı ortadan kaldırılmıştır.
Yargılama bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde, borçlunun ve ailesinin hâline münasip aile konutu vasfında olduğu tespit edilen taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasa’nın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan gerekçelerle aile hayatına saygı hakkının öngördüğü pozitif yükümlülükler yerine getirilmediği anlaşılmakla Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.